Ülkemizde Devletin sağladığı sosyal güvenlik sisteminin eksikleri özel sağlık sigortasını tam bir gereklilik haline getirmiş, bireylerin ve şirketlerin çalışanları ile ilgili tüm sağlık risklerinden kurtulma çabası, ferdi ve grup sağlık poliçeleri yaptırmak için kendileri adına maksimum avantaj sağlayan sağlık sigorta poliçelerinin arayışına girmelerine sebep olmuştur. Sağlık sigorta yaptırma nedenlerini temel olarak nedenlere ayırdığımızda; sosyal güvenlik kuruluşlarının verdiği sağlık hizmetlerinin yetersizliği ilk sırada yer alsa da, sağlık sigortalının sağlığına çok önem vermesi, sağlık problemlerinin fazla olması, sağlık kuruluşlarında fazla beklememek hatta prestiji arttırmak sırasıyla gelen diğer nedenlerdir. Fakat bütün bu nedenlerin temelinde, sağlık sigortası ile çok sayıda sağlık risklerinin en azından maddi sorunlarının üstesinden gelebilmek vardır.
Genelde ülkemizdeki sağlık sigorta şirketlerinin sağlık poliçe özel şartları, poliçe teminat özellikleri ve teknolojik altyapıları birbirlerine yakın olsa da özellikle verdikleri hizmet, risk kabul ve hasar aşamasındaki sigortalıya bakış açıları, müşteri ilişkileri servislerinin sigortalılarına olan ilgileri, satış kaynakları ile çalışanlarına verdikleri motivasyon ve eğitim, finansal yapıları ile teknolojik altyapıları bakımından sağlık sigorta şirketleri farklılıklar göstermektedir. Sağlık sigortasıyla ilgili yapılan istatistiklere göre özel sağlık sigortası sahiplerinin %54’ü aynı zamanda Bağkur’lu, %36’sı SSK’lı, %10’u ise Emekli Sandığı sigortalısıdır. Yine bir diğer ankete göre ülkemizde potansiyel sağlık sigortalı adaylarının %38’i sigorta primini yüksek, %57’si normal, %5’i düşük bulmaktadır. Aynı anketler, ülkemiz insanının sağlık sigortası yaptırırken en önemli kriterlerinin; sigorta şirketinin adı çok duyulmuş iyi bir ismi olması, dostlarının ve çevresinin tavsiyeleri ve sigortalı adayının kendi araştırması olduğunu göstermektedir. Yine ülkemizde yapılan araştırmalarda sağlık sigortalıların şirket seçiminde en önemli kriterlerinden birinin, satış kaynağına güven olduğu gözlenmiş, bu güven nedeniyle olası memnuniyetsizliklerde ilk olarak acente ya da satış kaynağı daha sonra sigorta şirketi ve son olarak sigorta şirketinin çalıştığı anlaşmalı sağlık kuruluşlarının olduğu görülmüştür.
Ülkemizde sağlık sigorta yaptırma talebinin en yoğun olduğu yaş aralığının 25-44 arası olduğu görülmekte, eğitim seviyesi ve gelir düzeyi ile sağlık sigorta talebi arasında tam anlamıyla bir doğru orantı bulunduğu yapılan istatistiklerde ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde sağlık sigortası sahiplerinin %55’i erkek, %63’ü yüksek öğrenim görmüş ve %82’isi özel sektörde çalışmaktadır. Türkiye’deki toplam sağlık sigortalının %55’inin kurumsal, yani grup sağlık sigortalısı olması nedeniyle bu sigortalıların poliçe alım kararını, ilgili şirketin insan kaynakları ya da personel servisi önderliğinde, özellik ve hizmetten çok, primin yüksekliği ya da düşüklüğü ana etmen olarak dikkate alınarak şirket yönetimi tarafından verilmektedir. Ülkemizde sağlık sigorta şirketi seçim yönelimleri bu şekilde olsa da, sağlık sigorta şirketleri doğacak sağlık sigortalı hakları (ilk yıl bekleme süreleri, eski sigorta şirketinin teminatı altındaki sağlık sorunları, yenileme garantisi) nedeniyle ticari branş poliçelerinden farklı olarak kolay, değiştirilmemesi gereken, dolayısıyla da çok dikkatli ve özenli seçilmesi gereken sigorta şirketleridir.
1990 yılından 2000 yılına kadar olan dönemde Türkiye’deki sigortalı sayısı her yıl %50 artsa da, son 10 yılda sigortalı sayısı ortalama her yıl %5’ler civarında artmaktadır. Bunun bir sebebi de sigortalıların şirket değiştirirken ya da potansiyel sağlık sigortalı adaylarının bu işlemi tamamen birtakım kriterlere göre değil, içlerinden gelen sesi dinleyerek ya da içgüdüleriyle yapmalarıdır. Sağlık sigortalı adayının şirket seçerken ya da sağlık sigortalısının şirket değiştirirken ilk kriteri, tüm sigorta sisteminin temelini oluşturan sigorta şirketine güven duyulup duyulmaması, şirketin hasardaki tutumları, şirketin finansal yapısının ve ortaklarının güvenilirliği, şirketin sağlık sigortacılığındaki tecrübesi, en az birkaç yılı bu sigorta şirketinde geçiren sigortalılarla yapılacak görüşmeler ile tarafsız bakış açısı olan anlaşmalı sağlık kuruluşlarının provizyon servisindeki yetkililerle yapılan görüşmelerdir. Şirket seçimindeki diğer konu ise şirketin üreterek yaptığı poliçe teminatları ve özel şartlarının ivedilikle incelenmesidir. Şirketin teknolojik altyapısı, anlaşmalı sağlık kuruluşlarının yoğunluğuyla, çeşitliliği, müşteri hizmetleri servisinin müşteriye bakış açısı ve ilgisi ile ilgili tüm bilgiler ise satış kaynağından alınabilecek bilgiler ya da şirketin internet web sitesinden öğrenilmesi mümkün olan bilgilerdir. Ancak ülkemizdeki sağlık sigorta şirketi seçiminin yıldızı kuşkusuz satış kaynağı yani genellikle sağlık sigorta acentesi ya da sigorta şirketine bağlı satış kaynağıdır.
Sağlık sigorta aracısı iş bilgisi, eğitimi, titizliği ve özellikle hasar anındaki yaklaşımıyla güvenilir olmalıdır. Sağlık sigorta acentesi ve danışmanı, ilk aşama olan sağlık bildirim formunun doldurulmasıyla başlayan çalışmasında, sigortalı adayına detaylı bilgi verebilmeli, poliçenin her aşamasında tahsilat, hasar, poliçeyle sigortalı kartının ulaştırılması, her türlü sorun ve müşteri hizmetlerinde sigortalıya dostluğu ve bilgisiyle kaliteli sigorta servis hizmeti vermeli tüm bu aşamalarda sigortalının yanında olmalıdır. Ancak aracı olası sorunlarda, sigorta şirketiyle sigortalı arasında taraf tutmamalı, bilgisi dahilinde etik bir şekilde uzlaştırıcı rolü üstlenerek mesleğini profesyonelce uygulamalıdır. Tabii bu arada sigortalı adayının acente seçiminde unutmaması gereken, acentenin de sigortalıyı seçme hakkı olmasından dolayı her iki taraf içinde esas olan saygı, güven ve iyi niyet prensipleri ışığında sigortacı – sigortalı ilişkilerini sürdürmelidir.
Türkiye’de sağlık sigortası seçim kriterlerinin içinde primin miktarı ise başlı başına bir ölçüt olmakta, “ Kaç para?” sözcüğü ile başlayan tutum sigortalı adayına genelde zarar vermektedir. Çünkü eğer poliçedeki diğer etmenler çok doğru bir şekilde anlaşılmadan poliçenin sadece prim tutarıyla değerlendirilmesi anlamsızdır. Yani sağlık sigorta poliçesi ile hangi teminatlarla, hizmetlere, hangi ücretin ödenerek satın alındığı önemlidir. Tüm bu kriterler dikkate alınarak yapılan bir şirket seçimi, sigortalıya uzun vadede hem gerekli olan doğru sağlık sigorta şirketini, hem de uzun yıllar aynı şirkette kalabileceğinden alacağı hasarsızlık, sadakat vb. gibi indirimlerle önemli prim tasarrufları sağlayacaktır.
Sağlık sigortasında acente ile şirketin seçimi ve poliçenin yaptırılmasıyla başlayan sağlık sigortalının ilk yılı sigortalı adayının yaptığı seçimin doğruluğunu sağlık sigorta mantığını, sağlık sigorta şirketinin genel çalışmalarını, anlaşmalı sağlık kurumlarındaki provizyon uygulamalarını, şirketin ve acentenin hasar durumundaki tutumunu, yine şirketin ve acentenin müşteri hizmet kalitesini net bir şekilde görebileceği en önemli sağlık sigortalılığı yılıdır.
Sigortalılığın ilk yılında sigortalı, poliçe uygulamalarıyla varsa muafiyetlerini çok iyi anlamalı, olası sorunlarında hızlı bir şekilde ulaşabilmesi için sağlık sigorta acentesi ve sigorta şirketinin müşteri ilişkileri servisinin telefon numaralarını ya da e-mail adreslerini kolay ulaşabileceği bir yerde tutmalıdır. Çünkü sigortalının en çok danışma ihtiyacı bu ilk yılda olacaktır. Sağlık sigortalı ilk yılında poliçenin prim ödemeleri taksit ile yapılacaksa, özellikle de anlaşmalı sağlık kurumlarına gidildiğinde, olası sağlık sorunlarında, provizyon (onay) aşaması yaşanırken herhangi bir sorun ile karşılaşılmaması için, sigortalı vade tarihlerini dikkatle not almalı, hangi tahsilat şekli( banka çeki, kredi kartı, banka havalesi) seçilirse seçilsin prim ödemeleri hakkında titizlikle davranılmalıdır.
Sağlık sigortalısının ilk yılı sigortalının sağlık sigorta sisteminin önemini ve gerekliliğini net bir şekilde görmesi, ödediği primlerin ilk yılda olmasa bile önümüzdeki yıllardaki olası sağlık sorunlarında birçok maddi sorunu çözebileceği ve bunun sağlayacağı teknolojik ve kaliteli tıp hizmetleriyle, bu şekilde belki de sigortalının hayatını kurtarabileceği bilincine vararak sigorta yaptırma ve yenileme refleksini kazanması açısından çok önemlidir.
Ne dersiniz, tüm bu kriterler ve sigortalının ilk yılının önemi ışığında, titizlikle yapılan doğru sağlık sigorta şirketinin seçimi ve sigortalının ilk yılında çalıştığı şirketin verimini tam olarak ölçebilen sigortalılar sayesinde sağlık sigorta şirketlerindeki sadece primsel değil, aynı zamanda kaliteli hizmet ve doğru poliçe açısından başarısı için tüm sağlık sigorta sistemine faydalı olacak bir rekabet başlamayacak mıdır?
Mutlu Günler Dileğiyle…
Ali CİVAN |